Kent Konseyi ile alakalı yazım dolayısı ile farklı yaklaşımlara muhatap oldum. İçeriği dolayısı ile tebrik edenler olduğu gibi eleştiri getirenler de oldu.
Aynı şekilde isim ile alakalı olarak da müspet ve menfi yaklaşımlar oldu.
Toplum son dönemde kavgacı ve ayrıştırıcı bir karakter yapısına evrildiği için dönem dönem fikirlerim doğru anlaşılamıyor.
Bir kişinin belirli bir özelliğine atıfta bulunarak yaptığımız övgü onu mutlak güzel insan haline sokmayacağı gibi, memnun olmadığımız bir özelliğini zikretmemiz de düşmanı olduğumuz anlamına gelmez.
İnsan ; iyiyi kötüden, adaleti zulümden, faydalıyı zararlıdan, güzeli çirkenden ayırabildiği oranda insandır.
Bu hasletler kişide azaldıkça insanlıktan da o oranda uzaklaşmış demektir.
Konuya dönecek olursak ;
Benim AK Parti’ye ve fikriyatına bakış açım herkesin malumudur. Aynı zamanda siyasi iddiam odur ki bu yönetim biçimi ile ne Türkiye’nin ne de İnegöl’ün doğru yönetilmesi mümkün değildir. Ancak birey bazında, insani ilişkiler düzleminde diyaloglarım elbette devam edecektir.
Şu örnek konuyu anlamak için açıklayıcı olacaktır diye umut ediyorum.
Son belediye seçimlerinde Ak Partiden bir çok aday adayı ortaya çıktı.
Aday adaylarından Bülent Temelli ile dostluğumuz çok eskiye dayanır, kendisinden bu güne kadar en ufak bir zarar görmüş değilim. Koyu bir reisçi olduğunu bilirim. Hiç birbirimizi kırdığımızı bilmem.
Yavuz Uğurdağ, yıllara dayanan dostluğum vardır. Bir çok konuda fikir alışverişimiz olmuştur. Ticaret odasında birlikte yol yürüdük.
Rıdvan Kocaağa, yıllara dayılı dostluğumuzda Süper Kanal zamanında çok ekmeğini yedik, araçlarımızın sigortasını yaptırdık. En ufak sürtüşmemiz olmadı.
Nedim Bayram, kendisi amcaoğlum olur. Hep güzel günler geçirdik.
Mahsunu Canbay, özellikle İHH başkanı olduğum dönemde hep iyiliklerine şahit oldum.
Sedat Öpçiner, yıllarca beraber siyaset yaptık. On numara bir kardeşimizdir.
İsmail Kösen, cemiyetçiliğinden tanırım. Hep iyi anılarım var.
Sonuçta ayrı siyasi söylemlere sahibiz ama birçok ortak paydamız var. Yeri geldiğinde her birini öveceğimiz, yeri geldiğinde eleştirel söylemlerle ikaz edeceğimiz abilerimiz, kardeşlerimiz, arkadaşlarımız.
Lütfen tek noktadan bakmayın hayata…