Küresel salgının yerel boyutlara ulaşarak, ülkemizde mart ayından itibaren yayılmaya başlamasıyla birlikte sosyal, kültürel, sanat ve spor aktivitelerine tedbir amaçlı ara verilmiştir. Bu dönemde hatta bir hafta maçlar seyircisiz olarak oynanmış fakat ülkemizin önde gelen spor adamları ve yöneticilerinin basına ve sosyal medyaya yapmış oldukları tepkisel acıkmalarda insan ve sporcu sağlığının her şeyin önünde geldiğini dile getirerek futbol federasyonunu hedef alan açıklamalar yapmışlardır. Bu süreçten sonra liglere ara verilmiş ve spor dünyasında pozitif çıkan covid-19 testleriyle alınmış olan kararların ne kadar doğru olduğunu gösteren sonuçlar ortaya çıkmıştır.
Sağlık Bakanlığının tüm sorumluluğu futbol federasyonuna havale ettiği süreçte, federasyon alt kademe ligler dahil futbolun haziran ayı içerisinde başlama kararını verdi. Vaka sayılarında azalmalar veya iyileşen sayısında artışlar olsa da hastalık tamamıyla ortadan kalkmış durumda değildir. Sanki her şey normale dönmüş gibi bir refleks göstermek ve davranış biçimi belirlemekte bu salgın için ikinci ve üçüncü dalga senaryolarını beraberinde getirmektedir. İnsanların nikah ve düğünlerini az sadece çekirdek aile arasında ev ortamında yapmayı planladığı bu dönemde, takımlarda bir çok pozitif vakalı sporcunun her gün basına yansıdığı bu koşullarda liglerin oynanması kararını almak büyük cesaret olduğunu düşünmekteyim.
Üst kademe ligleri kontrol altında tutmak için profesyonel çabaların yapıldığını varsaymış olsak ta alt kademe liglerde bu işlerin nasıl kontrol altında tutulacağı şu an için tam bir muamma olarak gözükmektedir. Bazı takımları analiz ettiğimizde gelen haberler de futbolcuların testleri temiz, malzemeci, masör ve kulüp müdürü pozitif durumdadır. Yani bu iş nereden tutsanız kırılır. Şahsi görüşüm alt kademe ligler dahil maçların haziran ayında oynatılmasının erken olduğunu düşünenlerdenim. Belki hiç oynatmadan farklı alternatiflerde masaya getirilebilirdi. Ama sonuçta futbolun bir endüstri ve ekonomik sektör olduğu aşikar. Kulüplerin içinde bulunduğu maddi imkansızlıklar geleceklerini karartmış durumda. Finansal çaresizlik ve baskı unsurları ibreyi maçların seyircisiz de olsa oynatılması iklimine götürmektedir. Bu kararı eleştiren yazarlar ve spor spikerleri bile istifa açıklamaya hazırlanıyorlar. Son söz hiçbir unsur insan ve sporcu sağlığından önemli değildir.