COVID-19 virüsünün yayılmasını durdurmak amacıyla pek çok ülkede okullarda eğitime ara verildi. UNESCO, eğitimin aksamasını engellemek için uzaktan eğitim programlarının kullanımını öneriyor.
UNESCO'nun internet sitesinden yayınladığı açık eğitim uygulamalarını ve platformlarını içeren liste sayesinde okullar ve öğretmenler, öğrencilerine evden öğrenme olanağı sağlarken sosyal destek ve etkileşim fırsatı da sağlayabilirler. Bu çözümlerin hepsi UNESCO'nun birebir onayını taşımasa da, geniş bir erişime, güçlü bir kullanıcı tabanına ve kanıtlanmış etkilere sahipler. Bazı araçlar birden çok dili destekliyor.
Covid-19 vakalarının, Dünya'da bir çok ülke de yaygınlaşmasından sonra uzaktan eğitim sitemlerinin kullanımının önemi bir kez daha artmış oldu. Küresel vatandaşlık ekseni içerisinde aslında Dünya ülkeleri örgün eğitim anlayışına devam ederken uzaktan eğitim sistemlerinin kullanımını da eş zamanlı olarak sürdürmeye devam ediyorlardı. Özellikle açık eğitim uygulamaları platformlarına şöyle bir göz attığımızda; Class Dojo,EdX,EkStep,Global Dijital Library,Mindspark,One Billion,LabXchange gibi çocuklara,gençlere ve yetişkinlere yönelik eğitici sitelerin ön plana çıktığını görmekteyiz.Bu sitelerin en çarpıcı ortak özelliği dilinin İngilizce olmasıdır.Ayrıca Analitiğin geleceğine yön veren SAS, önümüzdeki üç yıl içinde yenilikçi yazılımlar, eğitimler, uzman hizmetler ve daha fazlası ile yapay zeka teknolojilerine 1 milyar dolar yatırım yapacağını duyurdu. Bazı siteler Dünya'da farklı platformlarda okuma,yazma ve matematik öğretimi konusunda ödüller alarak niteliklerindeki kaliteyi tescillemişlerdir.
Bizim çocuklarımız ve gençlerimiz bu eğitici sitelerden, sadece Türkçe dil seçeneği olanlardan yararlanabiliyorlar. Çünkü ülkemizde İngilizcenin aktif ve pratiğe dönüştürülmüş kısmında okuma,anlama,yazma ve konuşma kapsamında halen büyük sıkıntılar yaşadığımızı söyleyebiliriz. Unesco tarafından önerilen bu uzaktan eğitim sitelerinde klasik ders anlatımı yerine çocukları ve gençleri bilimsel proje yazmaya, öğrenmenin farklı alanlarına yönlendiren felsefi bir bakış açısı sağlamaya yönelik siteler olduğunun bilgisini öğreniyoruz.
Oysa ki Covid-19 salgın virüsün ülkemizde yayılmaya başlamısıyla, eğitime verilen tedbir amaçlı ara kapsamında, eğitim ve öğretimin devamlılığı konusunda uygulanacak sistem olarak ilk akla gelen uzaktan eğitim olmuştur. Ülkemizde uzaktan eğitim algısı ilkokul,ortaokul ve lise derslerinin tamamlanması ve sınıf ortamının evde oluşturulmasına yönelik bir çalışma olmuştur. Hatta ilk uygulamalarına başladığımız gün itibariyle Milli Eğitim bakanlığımızın geliştirdiği Eba Tv farklı çevrelerce ulusal haber ve basına taşınacak şekilde tartışma konusu yaratacak içeriklerin bulunmasına sebep olmuştur. Bu konuyla ilgili gerekli düzenlemeleri mutlaka Ziya öğretmenimiz yapacaktır fakat bu güncelleme ve kontroller başlangıçta yapılmış olsaydı, bu tartışmaların yaşanmasına sebebiyet verilmemiş olacaktı.
Özel kolej ve liselere baktığımızda daha vahim sonuçlarla karşı karşıya kalmaktayız. Bir kaç kurumsal marka dışında uzaktan eğitim alt yapısını hiç kuramamış hatta uzaktan eğitim algısının tam olarak neyi içerdiğini kavrayamayan kurumların telaşına da şahit olduk.
Böyle bir alt yapının teknolojik, bilişimsel ve yazılım açısından kurulabilmesi için ciddi bir yatırım gerektiğini bilmeyen yoktur. Sadece bunun için sermaye değil gerekli uzman personelin de istihdam edilmesi gerekmektedir. Evet konuya başlarken Dünya'nın bir çok ülkesinde kullanılan uzaktan eğitim sistemlerinin içeriği ve öğrettikleri ile ülkemizde algılanan sistemler arasında gece ile gündüz kadar fark olduğu aşikar bir şekilde ortaya koymuş bulunmaktayız.
Eğitime yapılan yatırımların personel ve fiziksel faaliyetler dışında teknolojinin evrensel gelişim odağında olmasının önemini bize maalesef ki Covid-19 isimli minicik bir virüs öğretti. Teknolojik yatırımların yanı sıra, küresel rekabet içersinde bunu kullanan geliştiren ve yarışan bir insan gücünün yetiştirilmesi de bizim için ayrı bir öğreti olacaktır.