1. Buluğa ermiş kız ve erkek çocukların birlikte, karışık olarak okutulması, diğer tabirle karma eğitim İslam’a, onun mukaddes Şeriatına uymaz.

2. İslam Feministlerinin bu konuda olur fetvalarına itibar edilmez. Çünkü Feminizm Kur’an, Sünnet, Şeriat kriterlerine birçok konuda ters düşen sapık bir ideolojidir.

3. Müslümanların tertiplediği konferanslarda erkekler ve hanımlar ayrı bölümlerde oturmalıdır.

4. Gerçek Mevlevîlikte erkek semazenlerle kadın semazenler bir arada dönemez.

5. İslam düzeninde bütün toplu taşıma araçlarında kadınların yerleri ayrıdır. Bu onların şereflerini, haysiyetlerini, huzurlarını, iffetlerini korumak için gereklidir.

6. İmam-Hatip okullarında karma eğitim yapılması büyük bir çelişkidir.

7. Tesettür ikiye ayrılır: Kur’an’a, Sünnete, Şeriata uygun gerçek tesettür… Kur’an’a, Sünnete, Şeriata uymayan şeytanî tesettür.

8. Erkeklerin şehevî ve meraklı bakışlarını açık saçık kadınlardan daha fazla çeken, kimisi saçlarını deve hörgücü gibi yapmış kadınlar, başları örtülü olsa bile gerçek tesettürlü İslam hanımları değildir.

9. İslam’ın, kadınlar hakkında tesettürden başka bir de hicab emri vardır. Hicabın ne olduğunu bütün Müslüman hanımlar ve kızlar öğrenmelidir.

10. Müslümanların, Şeriat’in hürmet-i musahare adını verdiği haramı bilmeleri ve ondan uzak durmaları gerekir.

11. Bugünkü Batı medeniyeti ile İslam medeniyetinin kadın hakkındaki kriterleri ve hükümlerinin bir kısmı birbirine uymaz, birbiriyle bağdaşmaz.

12. Bir Müslüman, kadın konusunda Kur’an’a, Sünnete, Şeriata, iffete aykırı Batı ölçülerini ölçü alamaz, doğru kabul edemez.

13. Kadın konusunda Kur’an’a, Sünnete, Şeriata aykırı bütün hükümler, görüşler  ve uygulamalar hederdir.

14. İslam’ın kesin hükümlerine aykırı bâtıl ve sapık hükümlere doğrudur diyen dinden çıkar, mürted olur.

15. Kadın konusunda, Avrupa Birliği standartlarına, kriterlerine, normlarına uymayan sahih hadîsleri ayıklamak İslam’a hıyanettir.

16. Müşrikler, kâfirler, münafıklar, sapıklar, ehl-i Tağut, insî ve cinnî şeytanlar İslam’ı kadınlarla bozmak istemektedir. Sâdık ve gerçek Müslümanların bu konuda çok uyanık olmaları ve şeytanî tuzaklara düşmemeleri gerekir.

17. Kadınlarla ilgili kesin Şeriat hükümleri için onlar eskiden geçerliydi, bugün geçerli değildir, tarihseldir diyenler İslam dairesinin, Ehl-i Sünnetin, dinin doğru yorumunun dışına çıkmış olurlar.

18. Türkiye Müslümanlarının çok vasıflı İslam hanımları yetiştirmek üzere çok güçlü, konusunda dünya birincisi İslam kız Mektepleri açmaları gerekir.

19. Bu okullarda Hz. Hatice, Hz. Fâtima, Hz. Âişe annelerimizi, veliyye Râbiatü’l-Adeviyye gibi örnek Müslüman hanımlarını model kabul eden çok güçlü, üstün, hizmete yönelik, ilimli, irfanlı, taqvalı, firasetli, ihlaslı kahraman hanımları yetiştirilmelidir.

20. Temel islamî kültür ve eğitimden mahrum kalmış, kasıtlı olarak cahil bırakılmış milyonlarca iyi niyetli Müslüman’a; Din-i Mübîn-i İslam’ın ve Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyenin, yetişkin kız ve erkek öğrenciler için karma eğitimi kabul etmediği gerçeği öğretilmelidir.

(İkinci Yazı)

İSLAM ŞEHRİNİN

ON İKİ ÖZELLİĞİ

Bir şehirde camilerin ve minarelerin görünmesi, günde beş kez güçlü hoparlörlerle yüksek sesli Ezan okunması, ölülerin cenaze namazının kılınıp İslam kabristanına gömülmesi, halkın bir kısmının oruç tutması, hacca gitmesi, bazı kadınların başlarını örtmesi, oranın gerçek bir İslam şehri olduğuna yeterli delil olmaz.

Bir şehrin İslam şehri olması için orada şunların bulunması zarurettir, şarttır:

1. Gerçek İslam medreseleri olacak ve buralarda Hak Din İslam’a, Kur’an’a, Sünnet’e, Şeriat’a ve Ümmet-i Muhammed’e hizmet verecek icazetli ve ihlaslı ulema ve fukaha yetiştirilecektir.

2. Çocuklar, gençler, yeni nesiller gerçek İslam mekteplerinde, Kur’anî, Nebevî ve şer’î eğitim alacaktır.

3. Resulullah’a (Salat ve selam olsun ona) hakikî ve kopuksuz icazetlerle irtibatlı bulunan fakih ve muttaqi şeyhlerin idaresinde tasavvuf tarikatları bulunacak, buralarda vasıflı, kâmil, üstün Müslümanlar yetiştirilecektir.

4. Halkın yüzde doksanı, hattâ yüzde doksan beşi, dinin direği olan beş vakit namazı ehliyetli imamların ardında cemaatle kılacaktır. Sorumlular, namaz konusunda yüzde 90 veya 95 oranına ulaşmak için var güçleriyle çalışacaktır.

5. Orada yaşayan İslam kadın ve kızları şer’î tesettüre uyacak, şeytanî tesettürden uzak duracaktır.

6. İş, ticaret, ekonomi, sanayi hayatının, çarşı pazarların; âdil, düzgün, temiz, insaflı, istikametli olması için orada loncalar, ahîlik teşkilatı, fütüvvet ahlakı bulunacaktır.

7. Cuma günü, ezan okununca alış veriş duracak, dükkânlar işyerleri, bürolar, atölyeler kapanacak ve halk akın akın camilere seğirterek Rahman’a secde edecektir. Hafta tatili cuma olacaktır.

8. O şehirde bulunan Müslümanlar Ümmet’in imamı olan; râşid, âdil, muttaqi, fakih, fazıl bir zata biat ve itaat etmiş bulunacaklardır.

9. Orada Ramazan neharında alenen nakz-ı siyam edilmeyecektir.

10. Ahali arasındaki ihtilaflar, nizalar Allah’ın inzal etmiş olduğu ahkâma göre hall ü fasl edilecektir.

11. Oradaki mimarlık ve şehircilik, evler, kılık kıyafet serpuş, hayat tarzı; İslam’a, Kur’an’a, Sünnete, Şeriata uygun olacaktır.

12. Orada İslam ahlakı geçerli olacaktır.

Başka temel şartlar da var ama saymış olduğum bu on iki şart fikir vermek için yeterlidir sanırım.

Bir şehir cami binalarıyla, yüksek minarelerle, avaz avaz haykıran hoparlörlerle, şadırvanlardan şar şar akan sularla, cami helâlarıyla, bazı yüzeysel dinî boyalarla İslam şehri olmaz.

Müslüman sorumluların yukarıdaki şartların realite haline gelmesi için var güçleriyle çalışmaları gerekir.

11.10.2015