SİYASET

Özkan; Organizasyon Eksikliği Had Safhada

Abone Ol

İlk 48 saatin önemini vurgulayan Özkan, felaket her ne kadar geniş bir alanı kapsamış olsa da, 1999 Marmara depreminde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ilk olarak sahaya indiğini ve kurtarma ekiplerine öncülük yaptığını hatırlatarak, bu depremde ülkemize gelen yabancı arama kurtarma ekiplerinin havaalanında beklediklerini dile getirdi. TSK, arama kurtarma çalışmalarına erken saatlerde başlamış olsaydı çok daha fazla insanımız enkazlardan sağ olarak kurtarılabilirdi diyen Özkan, yurt dışından gelen arama kurtarma ekiplerinin saatlerce kenarda tutulduğunu söyledi.

Organizasyon Eksikliği Had Safhada.

Özkan şöyle devam etti; İl günlerde ekmek ve su olmak üzere ciddi temel gıda sıkıntısı yaşandı. 3. günden sonra ise yardımlarla kurulan mobil mutfaklarda sıcak çorba dağıtılmaya başlandı. Elbistan ve çevresinde 48 saat sonra kurtarma ekipleri geldi ve arama-kurtarma çalışmalarına ağırlık verilmeye başlandı. Vatandaşlar kendi imkanları ile yakınlarını enkaz altından çıkarmaya çalıştılar. Gece -20 dereceyi bulan dondurucu soğukta sağ kurtulma şansına erişen insanlarımız göçük altında kalan yaşam mücadelesi verdiler. Birçoğu da muhtemelen hipotermiden (vücut ısısının 35 derecenin altına düşmesi) yaşama şansını kaybetti.

İmkanı olanların şehirlerden ayrıldığını belirten Özkan, organizasyon eksikliğinin had safhada olduğunu, kalanlar için depremin yedinci gününde halen barınma sorununun çözülemediğini, kurulan çadırlarda ciddi ısınma sorunu bulunduğunu, özellikle çocuklu ailelerin çok daha zor şartlarda olduklarını belirterek, bölgeye acil olarak ısıtıcı, çadır ve barınma ekipmanlarının gönderilmesi gerektiğini söyledi. Hijyen konusunda da ciddi sıkıntıların bulunduğunu dile getiren Özkan, mobil tuvalet ve temizlik üniteleri (lavabo-duş) ihtiyacının giderilmemesi durumunda salgın hastalıkların baş göstereceğini dile getirdi. (kurulan bazı çadır bölgelerinde uyuz vakaları gözlenmeye başlandı)

Ayrıca, yurdun her köşesinden gönderilen yardım malzemelerinin depolanması, tasnifi, ihtiyaçların belirlenmesi ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması koordinasyonunda da sorunların yaşandığına dikkat çeken Özkan, örneğin bölgenin üçte ikilik kısmının boşalmasıyla ihtiyaç kalmayan çocuk maması ve çocuk bezlerinin göçlerin yoğun olduğu bölgelere geri gönderildiğine şahitlik ettik, dedi.

Ülkenin Afet Planı Yok mu?

Yüksel Özkan, gelen çadırların nerede kurulacağı bile tartışılıyor, gelen yardımların nerede toplanacağı belirsiz ve insanların toplanma alanlarını kimse bilmiyor, Afad ile Kızılay arasında bile koordinasyon yok. Kızılay’ın gönüllü ekipleri Antep’e, oradan Maraş’a gönderilmiş. Telefonla bana ulaştılar, Adıyaman ile irtibata geçip Kızılay ekibini bu bölgeye gönderdik, dedi. Aynı durumun bölgeye gönderilen sağlık ekiplerinin de başına geldiğini kaydeden Özkan, görevlilerin ilk önce Gaziantep’e gittiğini, İl Sağlık Müdürlüğü’nün ihtiyaç yok demesi üzerine oradan Adana’ya yönlendirildiğini belirterek, kimsenin kimseden haberi yok, bu ülkenin bir afet planı da mı yok, dedi.

Yüksel Özkan Şöyle devam etti; Köylere ancak 3. günden sonra ulaşılmaya başlandı ve halen daha yardım ulaşmamış köyler ver. Yüzlerce hayvan telef oldu. Canlı kurtulan hayvanlar için ise ciddi yem sıkıntısı baş göstermiş durumda. Hayvanlarını satmak isteyen vatandaşlar ise çok düşük fiyatlara bile alıcı bulamadıklarını belirtiyorlar. Sokak hayvanları aç oldukları için, telef olan hayvanları parçalıyorlar. Bu sokak hayvanları için de mama ihtiyacı var.

Deprem riskinin bulunduğu şehir merkezlerinde çok katlı binalara ise nasıl ruhsat verildiğine anlam veremediğini dile getiren Özkan, bina enkazlarından sağ kurtarılan ve tedavi gören çok sayıda yaralının hayatını ezilme (crush) sendromu tehdit etmektedir ve buna bağlı ölümler ne yazık ki artabilecektir, dedi.

Özkan, yurdun her yerinden bölgeye yardım gönderen vatandaşlara, STK’lar ve iş insanlarına teşekkür ediyoruz. Bölgeye gelen yerli yabancı arama kurtarma ekiplerine de minnet borçluyuz. Afad görevlileri de büyük bir özveri ile çalıştılar. Ancak her zaman olduğu gibi (daha önce yaşanan deprem ve orman yangınları gibi) krizi yönetecek kurum yöneticilerinin ve siyasi iradenin kaosu gideremediklerini, koordinasyonu sağlayamadıklarını gözlemledik, dedi. Yüksel Özkan, her şeye rağmen gün birlik günüdür. Bu büyük afette vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum, Milletimizin başı sağ olsun, diyerek sözlerini noktaladı.

{ "vars": { "account": "G-KFE40D1TR1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-KFE40D1TR1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-KFE40D1TR1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-KFE40D1TR1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }