Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  vefatının 29'uncu yılında Batı Trakya Türkleri’nin efsanevi lideri merhum Doktor Sadık Ahmet'i rahmetle yâd ederek başladı.

Doktor Sadık Ahmet'in, inandığı değerleri savunmaktan, bu uğurda bedel ödemekten çekinmeyen, ismiyle müsemma bir dava adamı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batı Trakya Türk Azınlığın bugün sahip olduğu kazanımlarda, merhum Sadık Ahmet'in yürüttüğü mücadelenin çok büyük payı vardır. Kendisini bir kez daha rahmetle anıyor, ailesine ve yol arkadaşlarına sabır diliyor; Türkiye olarak tüm imkânlarımızla Batı Trakya'daki kardeşlerimizin yanlarında olacağımızı burada tekrar vurgulamak istiyorum" diye konuştu.

Yunanistan ile gelişen diyalogdan, Batı Trakya Türk azınlığın hak ve hukukunun korunması noktasında da istifade ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yunan makamlarıyla görüşmelerimizde, Batı Trakya'daki soydaşlarımızın sorunları gündemimizin ilk sırasında yer alıyor. Özellikle din ve ibadet hürriyeti ile eğitim haklarına dair meseleler sürekli takibimizdedir. Yunanistan tarafından atılan bütün adımları takip ediyor, ihtiyaç hâlinde gerekli müdahalelerde bulunuyoruz. İnşallah bundan sonra da Batı Trakya Türk Azınlığa kol-kanat germeye devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

“FEDERALİZME DAYALI TEKLİFLERE BİZİM DE KIBRIS TÜRKÜ’NÜN DE KARNI TOK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun Kıbrıs Türk halkının gasp edilen hakları için de geçerli olduğunu vurgulayarak, Kıbrıs Türk halkının, 1960'lardan beri, neredeyse üç çeyrek asırdır haksızlığa, hukuksuzluğa ve ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "1963 ile 1974 yılları arasında yaşanan katliamları birçoğumuz daha dün gibi hatırlıyoruz. Yakılan köyleri, öldürülen çocukları, Ada'nın sadece yüzde 3'lük bölümüne sıkıştırılmak istenen Kıbrıslı kardeşlerimizin dramlarını asla unutamayız. Tüm bu zulümler işlenirken Batılı kurum ve kuruluşlar hiçbir şey yapmadı. Bugün Gazze soykırımını seyrettikleri gibi Kıbrıs Türk halkına yönelik etnik temizlik teşebbüslerini de uzaktan izlediler. 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’yla Türkiye, Kıbrıs Türk halkının varlığına uzanan kirli ve kanlı elleri kırmıştır. 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanıyla Barış Harekâtı taçlandırılmıştır. Ancak Kıbrıs Türkünün bağımsızlık iradesini kırmaya yönelik politikalar, o günden bu yana artarak devam etti. Son olarak 2004 yılında Annan Planı'na 'evet' diyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti cezalandırılırken; plana 'hayır' diyen Rum kesimi, Avrupa Birliği’ne tam üye yapılarak ödüllendirildi. Daha sonra oturulan müzakere masalarından ne yazık ki hiçbir sonuç çıkmadı. Eski yöntemlerle bir yere varılamayacağını artık görmüş durumdayız. Federalizme dayalı tekliflere bizim de Kıbrıs Türkü’nün de karnı tok."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, ana vatan ve garantör ülke olarak duruşunu, Barış Harekâtı’nın 50'nci yıl dönümünde çok net biçimde tekrar ortaya koyduğuna işaret ederek, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nı Türkiye'den geniş bir heyetin de katılımıyla Kıbrıs Türkleri’yle beraber büyük bir coşkuyla cumartesi günü kutladıklarını anımsattı.

“HEDEFİMİZ, KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'NİN TANINIRLIĞINI ARTIRMAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kıbrıs davasına ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına verdiğimiz önemi böylece bir kez daha tüm dünyaya ilan etmiş olduk. Hedefimiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınırlığını artırmaktır. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde attığımız adımların devamını getirmekte kararlıyız. Aynı şekilde Kıbrıs Türk halkının kendi ayakları üzerinde durması için de desteklerimizi, yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Barış Harekâtı’nda şehit olan Mehmetçik ve mücahitleri tekrar rahmetle, kahraman gazilerimizi şükranla yâd ediyorum" şeklinde konuştu.

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'na iştirak ederek Kıbrıs Türk halkına varlıklarıyla destek olan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, Cumhur İttifakı ortaklarına, siyasi partilerin genel başkanlarına ve milletvekillerine özellikle teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle muhalefetin, Türkiye'yi yabancılara şikâyet eden eski siyasetini terk etmeye başlamasını önemsiyoruz. Hatırlanacağı üzere 'Sabık Genel Başkan' döneminde Cumhuriyet Halk Partisi'nin dış politikada yaşadığı savrulmalar, siyasi rekabet kavramıyla açıklanamayacak boyutlara ulaşmıştı. Kimi CHP milletvekilleri, Avrupa'da ülke ülke dolaşıp PKK'nın Suriye'deki uzantılarının gönüllü avukatlığını yapıyorlardı. Geçen hafta 8'inci yıl dönümünü geride bıraktığımız 15 Temmuz ihanetinin faillerini aklama görevini de yine CHP yönetimi üstlenmişti. Milletin, bir gecede 252 evladını şehit vererek yazdığı millî irade destanına 'kontrollü darbe' yaftası vuranlar da bu kifayetsizlerden başkası değildi. Türkiye'ye ve Türk siyasetine yakışmayan bu tavrın değişim işaretleri göstermesini açık söyleyeyim 'muhalefetin normalleşmesi' adına kayda değer buluyoruz. Lefkoşa'da sergilenen birlikteliğin, başta terörle mücadele olmak üzere millî mücadelelerde ve millî meselelerde istikrarlı bir şekilde sürdürülmesini temenni ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın şahsında Kıbrıs Türk halkına samimi ev sahiplikleri için ayrıca şükranlarını sundu.

"DAHA ÖNCE NASIL ENFLASYONU TEK HANEYE İNDİRDİYSEK, İNŞALLAH AYNISINI YİNE BAŞARACAĞIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle komşularla ilişkilerde asla gerilim peşinde olmadıklarını vurgulayarak, "Yakın çevremizden başlayarak tüm ülkelerle dostluğumuzu ilerletmeye, bölgemizde ve dünyada dostlarımızın sayısını artırmaya bakıyoruz. Bu politikamızda da son derece samimiyiz, kararlıyız, iyi niyetliyiz. Tokalaşmak amacıyla uzatılan hiçbir eli havada bırakmayız. Ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde hareket edildiği takdirde aşılamayacak hiçbir engel görmüyoruz. Nitekim son bir yılda bu yönde önemli adımlar attık. Komşularımızın yanı sıra pek çok uluslararası kuruluşla işbirliğimizi ilerlettik. Artan küresel riskler karşısında Türkiye'nin manevra alanını genişletmek için gayretlerimizi inşallah daha da yoğunlaştıracağız" diye konuştu.

Toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yılbaşından bu yana gerçekleştirdiği diplomatik çalışmalarına ilişkin video izletildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış siyasette tüm bu hamleleri yaparken, bir diğer temel öncelik olan ekonomide de sıkıntıların üstesinden geldiklerini ifade ederek şunları kaydetti: "Orta Vadeli Program’ın olumlu sonuçlarını görmeye başladık. Enflasyonda en kötü tabloyu geride bıraktığımıza inanıyoruz. Enflasyon, inşallah bundan sonra daha hissedilir biçimde düşecektir. Aşırı kâr hırsının şişirdiği fiyat balonu kimi sektörlerde yavaş yavaş sönüyor. Fiyatlama davranışının tekrar piyasa gerçekleriyle uyumlu hâle gelmeye başladığını görüyoruz. Bu dengelenme önümüzdeki dönemde güçlenerek devam edecek. Sene sonunda enflasyonu, hedeflediğimiz seviyelere mutlaka indireceğiz. Bunun piyasadaki ana aktörler tarafından da kabul edilmesi, ekonomideki yol haritamızın sağlamlığının delilidir. Kredi derecelendirme kuruluşları da Türk ekonomisiyle ilgili daha objektif değerlendirmeler yapıyorlar. Moody's'in geçen hafta kredi notumuzu iki kademe birden artırması, bunun en son örneğidir. Tam 11 yıl sonra gelen bu not artırımı, esasen Türkiye için çok geç kalmış bir adımdı. Peki, bunlar yeterli mi? Elbette değil. Türkiye'nin ekonomik kapasitesinin bu oranların çok çok üzerinde olduğunu gayet iyi biliyoruz. Kredi derecelendirme şirketleri adaletli davrandıkça, inşallah bu notlar da hak ettiğimiz seviyelere çıkacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletten gönlünü ferah tutmasını isteyerek, "Türkiye, doğru yoldadır ve hedeflerine emin adımlarla ilerlemektedir. Daha önce nasıl enflasyonu tek haneye indirdiysek, inşallah aynısını yine başaracağız. Bunu, AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan başka yapabilecek kimse de yoktur" değerlendirmesini yaptı.

Muhalefeti eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dört beş ay öncesini şöyle bir hatırlayın. Suyu ucuzlatmaktan bahsediyorlardı, şimdi suya yüzde 400-500 oranında zam yapıyorlar. Liyakatten bahsediyorlardı, şimdi belediyeleri akraba çiftliğine çeviriyorlar. Ortalıkla boş gezen ne kadar eş, dost, hısım, tanıdık varsa; eğitimine bakmadan, hepsini belediyelere üst düzey yönetici olarak atadılar, atıyorlar. Otoparkından toplu ulaşıma kadar belediye bünyesinde hangi hizmetler sunuluyorsa, hiç sektirmeden hepsinin ücretlerinde fahiş artışa gittiler" ifadesini kullandı.

“MİLLETİN VARLIĞINI DEĞİŞİK YERLERDE HARCAMAYA MÜSAADE YOK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin emeklilere verdikleri sözleri hatırlamak bile istemediğini, dört ay öncesinde meydanlarda bol keseden para dağıtanların şimdi ise emeklileri kapılarına dahi yaklaştırmadıklarını söyledi.

"Seçim bitti, sandıklar kapandı, verilen sözlerin tamamı rafa kalktı. CHP'li belediyelerin alametifarikası olan çöp, çukur, çamur, yolsuzluk, hırsızlık girdabına vatandaşlarımız tekrar sürüklendi" değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Vals ve dans gösterisi düzenlemeyi belediyecilik zannediyorlar. Beceriksizlik, iş bilmezlik, ideolojik bağnazlık adeta bunların paçalarından akıyor. Buradan Sayın CHP Genel Başkanı’na şunu söylemek isterim; dürüst siyaset, verilen sözlerin arkasında durmayı gerektirir. Tutmadığınız sözlerin mahcubiyetini, daha büyük vaatlerde bulunarak gizleyemezsiniz. Gücünüz yetiyorsa, belediye başkanlarınıza söyleyin, 'bedava yapacağız' diyerek milletten oy istedikleri ancak üç ayda üç dört kez zam yaptıkları hizmetlerin fiyatlarını düşürsünler. Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız, talimat verin, belediyeleriniz Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan birikmiş borçlarını ödesinler. Meydanlarda 'oy verene bedava traktör vereceğiz' demek kolaydır; zor olan sözünün eri olmaktır, ahdine sadık kalmaktır. Şu anda belediyelerin borçlarıyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığımız, kaynağında bu borçların tahsiline başlayacaktır. Öyle 25 kuruşa simit yok. Milletin varlığını değişik yerlerde harcamaya müsaade yok. Dolayısıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı artık bunun tahsilini kaynağında yapacaktır, bunu böyle bilesiniz."

AK Parti olarak siyasette hiçbir zaman ucuz yollara meyletmediklerini, sırf seçim kazanmak uğruna tutamayacakları sözler vermediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydanlarda söylediklerini ve taahhüt ettiklerini, milletten yetki alınca yerine getirmeye çalıştıklarının altını çizdi.

Sandıkta verilen görevin hakkını, sahada ter dökerek, koşarak, koşturarak ödemeye gayret gösterdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekten yapmak isteyip de irademizi aşan sebeplerden dolayı yapamadığımız hususlar elbette olmuştur. Ama gayretlerimize ve samimiyetimize halkımız şahittir. Biz yine altyapı, üstyapı tüm yatırımlarımızın açılışlarını yoğun bir şekilde yapmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz" diye konuştu.

“EMEKLİLERİMİZİN YANINDA YER ALMAYI ASLİ GÖREVİMİZ OLARAK GÖRÜYORUZ”

Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamının huzuru, refahı, esenliği için verdikleri çetin mücadeleye milletin şahit olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şunu tüm kalbimle söylemek istiyorum; benim çiftçim, üreticim, sanayicim, işçim şüphesiz en iyisine layıktır. Bilhassa ömrünün en güzel yıllarını; ailesine, ülkesine, milletine hizmet etmek için harcayan emeklilerimizin hakkını ödeyemeyiz. Hayatlarının ikinci baharında emeklilerimizin yanında yer almayı asli görevimiz olarak görüyoruz. Son 21 yılda emeklilerimizin hayat kalitesini yükseltecek birçok adım attık. Bizden önce emekli maaşları gerçekten insani standartların çok altındaydı. Kasım 2002'de, ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde en düşük emekli aylığı 66 lira, yani 43 dolardı. Yine bu dönemde asgari ücret 184 lira olarak uygulanıyordu, bu rakam da 122 dolara tekabül ediyordu. Emeklilerimizin önemli bir kısmı asgari ücretin üçte biri civarında aylık almaktaydı. Bu dengesizliği giderecek pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik."

Emekli aylıklarında yaptıkları iyileştirmeleri aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, en düşük emekli aylığını geçen hafta yapılan artışla 12 bin 500 liraya yükselttiklerini dile getirdi.

Son iki yılda en düşük emekli aylığını yüzde 257 oranında artırdıklarını, bu yılın ocak ayında bütçe imkânlarını zorlayarak tüm emekli aylıklarını yüzde 49,3 oranında arttırdıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temmuzda da SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin aylıklarına yüzde 24,7; emekli sandığı emeklilerimizin aylıklarına yüzde 19,3 oranında zam yaptık. Dolayısıyla 2024 yılında emekli maaşlarında yüzde 78 ila 86 oranında artışa gitmiş durumdayız. Yaptığımız bu artış, enflasyon beklentisinin oldukça üzerindedir" bilgisini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride bıraktıkları dönemde emeklilere tek seferlik 5'er bin lira ödeme yaparak destek olduklarını, emeklilere bayram ikramiyesi ödemesini başlattıklarını, ayrıca emeklilere banka promosyonu imkânı da sunduklarını hatırlattı.

“AMACIMIZ, İNSANLARIMIZIN REFAHINI KALICI OLARAK ARTIRMAKTIR”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, "Emekliler Yılı" kapsamında, emeklilere farklı alanlarda pek çok imkân sağladığını; tüm bunların çok daha fazlasını yapacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Depremin toplam 104 milyar doları bulan faturası azaldıkça, ekonomide uyguladığımız politikalar daha fazla sonuç verdikçe inşallah ortaya çıkan ilave kaynağı başta emeklilerimiz olmak üzere halkımızın emrine sunacağız. Emekli kardeşlerimizin şunu bilmesini arzu ediyorum: gösterdiğimiz tüm bu çabalarımıza rağmen Cumhurbaşkanınız olarak, yaşadığınız sıkıntıların tamamının farkındayım. Serzenişlerinizi duyuyor ve sorunlarınızı çözmek için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Bizim popülizmle işimiz yok. Bizim hayal tüccarlığıyla da işimiz yok. Biz meydanlarda söz verip sonra unutanlardan değiliz, verdiği sözün her zaman dimdik arkasında duranlardan olduk.

Bizden öncekilerin yaptığı yanlışları tekrarlamamakta da kararlıyız. Bu ülke yakın geçmişte kendi çıkarı için ülkeyi popülizm bataklığına sürükleyen siyasetçilerden, meydanlarda vaat yarıştıranlardan, sırf seçim kazanmak için vatandaşın umutlarıyla oynayanlardan çok çekti. Böyle bir hataya yeniden düşme lüksümüz yoktur. Amacımız, ekonomimizi enflasyonu körükleyecek bir kısır döngüye sokmadan, insanlarımızın refahını kalıcı olarak artırmaktır. El ele, gönül gönüle vererek, bunu başaracağımıza yürekten inanıyorum."

"MECLİS ÇALIŞMALARI İTİBARIYLA REKORLAR KIRDIK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs 2023'teki seçimlerin ardından Meclis'in 14 aydır yoğun bir tempo içinde çalıştığını; bu süre zarfında milletin ihtiyaç duyduğu, ülkenin sorunlarına çözüm olacak çok sayıda yasayı çıkardıklarını vurguladı.

Milletvekillerine çalışmalarından ve çabalarından dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Parlamentonun gündeminde olan bazı kanun tekliflerini de görüştükten sonra inşallah Meclis çalışmalarımız kısa süreli bir tatile girecek. Tatile giren sadece Meclis çalışmaları olacak; Meclis dışı çalışmalarımız, sahadaki gayretlerimiz inşallah hız kesmeden devam edecek" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002'de yapılan genel seçimlerle TBMM'nin 22. dönem faaliyetlerine başladığını; yedi dönem boyunca AK Parti'nin birinci parti olarak Meclis'i sevk ve idare eden kuvvet olduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerek hükûmetlerimizle gerekse Meclis'teki gruplarımızla, insanüstü bir gayret gösterdik, her anımızı, her dakikamızı milletimize adayarak yoğun şekilde mücadele ettik. Geride bıraktığımız 22 yılda, hükûmetteki icraatlarımız kadar Meclis çalışmaları itibarıyla da rekorlar kırdık. Milletimiz, bizi Meclis'e çalışmaya gönderdi, ter dökmemiz için seçti, ülkemiz için mücadele görevi verdi ve biz de milletimize mahcup olmamak için, emaneti hakkıyla taşımanın gayreti içinde olduk" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AK Parti hükûmetlerinin de AK Parti'nin Meclis Gruplarının da en temel vasfı, milletle doğrudan iletişim kurmasıdır. Bizim aracılara ihtiyacımız yok. Bizim vasıtalara ihtiyacımız yok. Biz; çarşıda, pazarda, dolmuşta, otobüste, sokakta, caddede, vatandaşımızın evinde, iş yerinde, onunla doğrudan irtibat kurar, doğrudan iletişim kurar; derdini, sorununu dinler; gelir burada o derde çare bulmanın, o sorunu çözmenin mücadelesini veririz" diye konuştu.

AK Parti'yi kuranın millet olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'yi 22 yıl önce birinci parti yapan ve bugünlere taşıyanın da milletle ruberu kurduğu irtibat ve iletişim olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar milletin hiçbir derdine bigâne kalmadıklarını, hiçbir soruna kulak tıkamadıklarını, görmezden gelenlerden asla olmadıklarını kaydetti.

"BİZ, SADECE MİLLETİMİZE BAKAR, ADIMIMIZI DA ONA GÖRE ATARIZ"

Milletin sevincine olduğu gibi hüznüne, acısına da ortak olduklarını, derdini paylaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimizle daima iç içe, yan yana yaşadık. Başkalarının ne dediği ne düşündüğü mühim değil; millet ne diyor, millet ne düşünüyor, millet ne söylüyor, biz ona dikkat kesildik" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Efendim, muhalefet ne der? Bize ne muhalefetten. Efendim, medyada ne yazarlar ne söylerler? Bize ne medyadan? Efendim seçkinler rahatsız oluyorlarmış, tuzu kurular gürültü yapıyorlarmış, sesi çok çıkan cazgırlar ortalığı velveleye veriyorlarmış. Bunların hiçbirine bakmayız, hiçbirine aldırmayız, yola devam ederiz. Biz, sadece milletimize bakar, milletimizin ortak hissiyatına bakar, ortak beklentilerine bakar, adımımızı da ona göre atarız. Bugün bazı şeyleri açık açık konuşmamız gerekiyor: Birileri ısrarla görmezden gelse de Türkiye'de bir başıboş köpek sorunu var. Daha önce de ifade ettim: Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde, modern şehrinde göremeyeceğiniz bir sokak köpeği popülasyonuyla karşı karşıyayız. Maalesef bu sayı, her yıl asimetrik bir şekilde katlanarak artıyor. Üstelik bu başıboş köpekler çocuklara, yetişkinlere, yaşlılara, başka hayvanlara, koyun sürülerine, keçilere saldırıyorlar; trafik kazalarına sebep oluyorlar; en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızı parçalamak suretiyle bizden kopartıyorlar. Artan kuduz vakalarını, yabancı ülkelerin Türkiye'ye gelen vatandaşlarına yaptığı uyarıları burada saymıyorum bile. Müdahale edilmedikçe sorun daha da büyüyor, kötüleşiyor, mesele tam anlamıyla çığırından çıkıyor. Milletimiz bizden bu sorunu çözmemizi istiyor. Halkımız, sokakların güvenli hâle gelmesini istiyor. Çocuklarımız, gönül rahatlığıyla okula gitmek, parkta oynamak istiyor."

"HAYVANLAR KONUSUNDA KİMSE BİZE MERHAMET DERSİ VERMEYE KALKIŞMASIN"

Vatandaşların hem şiddetin hem sağlığa yönelik tehdidin hem de istismarın sona ermesini arzuladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu isteklere, bu arzulara, ülkenin dört bir yanından gelen feryatlara sessiz, tepkisiz, bigâne kalmalarının düşünülemeyeceğini vurguladı.

"Hayvanlar konusunda kimse bize merhamet dersi vermeye kalkışmasın" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hele hele, bölücü terör örgütünün beşikteki bebeği katletmesine, canlı bombaların şehirlerimizde masum sivilleri aramızdan almasına, Gazze'de, şu anda sayısı 16 bini bulan masum çocuğun, sayısı 40 bini geçen masum insanın katledilmesine ses çıkarmayanlar, kalkıp da bize merhametten bahsetmesin. Dağdaki eli kanlı katil sürülerine methiyeler düzenler, kimse kusura bakmasın ama bize vicdan ve merhamet nutku çekemez. Timsahın gözyaşları merhametten değildir" değerlendirmesinde bulundu.

Komisyon çalışmaları sırasında, köpek yüzünden hayatını kaybetmiş 10 yaşındaki kızının acısını yüreğinde taşıyan annenin, 10 yaşındaki oğlu parçalanmış babanın üzerine yürüyen bir karakter fukarasının diline en son alacağı kelimenin "merhamet" olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Değil insana, değil masum çocuklara, herhangi bir canlıya karşı, yüreğinde zerre miskal merhamet olan biri, kalkıp da o densizliği yapamaz. Ciğerparesini kaybetmiş yüreği yaralı bir anne ile empati kuramayan başka canlılarla nasıl kursun? Eşrefi mahlûkat olan insana sevgi göstermeyen, başka canlılara nasıl sevgi beslesin? İnsan sevmiyorlar ki bir köpeği nasıl sevecekler?" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: "Ayrıca birileri, muhalefet milletvekillerinin desteğiyle kalkıp geliyor, daha doğrusu buraya, Meclis'e taşınıyor, Meclis koridorlarını işgal ediyor, utanmadan sıkılmadan Meclis çatısı altında milletvekillerine 'katil' diye bağırabiliyor. Milletvekili, milletin temsilcisidir. Milletvekili, sadece kendisini seçenlerin değil, tüm Türkiye'nin, 85 milyonun tamamının vekilidir. Milletvekiline hem de Yüce Meclis çatısı altında 'katil' diye bağıran da onu oraya getirip o cesareti veren de, bütün millete karşı saygısızlık yapmıştır, edepsizlik yapmıştır. Biz, bu densizliğe, bu edepsizliğe, bu şımarıklığa pabuç bırakacak, boyun eğecek bir grup değiliz. Biz, üç-beş marjinal karakterin çığırtkanlık yaparak, bağırarak, çağırarak Meclisi çalışamaz hâle getirmesine eyvallah etmeyiz. Burası, Gazi bir Meclis'tir, milletin meclisidir, millî iradenin tecelligâhıdır. Kimse Gazi Meclis'in şanına ve konumuna gölge düşüremez. Böyle bir edepsizliğin tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirler çok daha sıkı bir şekilde mutlaka alınmalıdır."

“TEKLİFİ YASALAŞTIRARAK SOKAKLARIMIZI GÜVENLİ HÂLE GETİRECEĞİZ”

Utanç verici tüm sahnelere rağmen sahipsiz hayvanlara yönelik kanun teklifinin dün Komisyon'da kabul edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece insanları değil sokak hayvanlarını da yaşatmayı amaçlayan kanun teklifine "evet" diyen tüm milletvekillerini tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu meseleyi Meclis tatile girmeden önce inşallah Genel Kurul’un da takdirine sunacak, orada da taşkınlıklara prim vermeden inanıyorum ki Cumhur İttifakı olarak teklifi yasalaştırarak sokaklarımızı güvenli hâle getireceğiz" dedi.

Bu konuda tüm gurubundan, milletin vekili olarak bu yüce çatı altında bulunan her bir milletvekilinden kararlı bir duruş beklediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Asla taviz yok ve bu işi Allah'ın izniyle bitireceğiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teklifin yasalaşmasının sadece bir başlangıç olduğunu, bundan sonra esas önemli olanın sahiplenme süreci olduğunu vurgulayarak, "Son bir haftadır ortalığı ayağa kaldıran sanatçılar, dernekler, medya mensupları başta olmak üzere tüm hayvan severlerden 'başıboş köpekleri sahiplenme kampanyamıza' güçlü destek bekliyoruz. Burada sergilenen yüksek hassasiyetin çok daha fazlasını, sahiplenme sürecinde de göreceğimize inanıyorum" ifadelerini kullandı.

"MECLİS ÇALIŞMALARINA ARA VERİYOR OLMAMIZ, TATİLE ÇIKTIĞIMIZ ANLAMINA GELMİYOR"

Meclis çalışmalarına ara veriyor olmanın, tatile çıkmak anlamına gelmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoğun Meclis çalışmaları nedeniyle seçim bölgelerinde yeterince mesai sarf edilmediğini, şimdi seçim bölgelerine giderek, orada milletle buluşacaklarını söyledi.

CHP'li Sarıbal'ın Sivas önergesine MEB'den yanıt CHP'li Sarıbal'ın Sivas önergesine MEB'den yanıt

Teşkilatla, belediye başkanlarıyla birlikte, halkın ziyaret edileceğini ve onların dinleneceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şehirlerimizdeki projeleri takip edecek, aksayan, geciken hususlar varsa bakanlarımızla irtibata geçerek çözülmesini sağlayacağız. Bizim lügatimizde rehavet olmaz, bizde dur-durak olmaz. Sanki yarın seçim varmış gibi sahada koşturmayı sürdüreceğiz" dedi.

Kabine olarak hizmetlere ara vermeden ülke ve millet için koşturmaya devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi büyütmek ve hedeflerine bir adım daha yaklaştırmak için mücadeleyi sabırla sürdüreceklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 Paris Olimpiyatları’na katılacak sporculara başarılar dileyerek, kendilerinden milletçe müjdeli haberle beklediklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: Haber Merkezi