129 günde üretilen Devrim otomobilinin 4 prototipini yapan 24 mühendisten biri olan Gündüz Sait Güngen, 99 yaşında hayatını kaybetti.
99 yıllık yaşamına Devrim'in izlerini nakış nakış işleyen Güngen, 2 çocuğunun ve sevenlerinin gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı. Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verilen Güngen'in tabutu, vasiyeti üzerine Türk bayrağı ile örtüldü.
Devrim'e sadece mühendisliğiyle değil, ruhuyla da katkıda bulunan İstiklal Savaşı gazilerinden Mehmet Adil Güngen'in oğlu Gündüz Sait Güngen'in vefatı, Devrim'in hayallerini yaşatanlar için büyük bir kayıp oldu.
Cenaze törenine Güngen'in ailesi, yakınları ve çok sayıda kişi katıldı. Törende Güngen'in Devrim'e olan tutkusu ve azmi anlatan konuşmalar yapıldı. Güngen'in naaşı, Türk bayrağına sarılı olarak toprağa verildi.
"15 GÜNÜN ARDINDAN EKİBE DAHİL OLDU"
Babasının en önemli başarılarından birinin Devrim otomobili ekibinde bulunması olduğunu vurgulayan otel işletmecisi Lale Güngen Çakmak, babasını şu sözlerle anlattı:
1961 senesinin Mayıs ayında, Cemal Gürsel demiş ki; ‘Herkes uzaya adam gönderiyor, biz de kendi otomobilimizi yapacak teknik yeterlilik var mı? Bunu bir araştırın.’ O zamanın Ulaştırma Bakanı Orhan Mersinli de hem eğitim hem teknoloji hem imkanlar açısından bunu Devlet Demiryollarında yapabileceklerini düşünmüş. Kimi 750 bin diyormuş, kimi 900 bin böyle bir ödenekle çalışmaya başlamışlar Devrim’i yapmak için. O zaman Devlet Demiryollarının mimari ofisinde 6 kişi varmış. Babam da o süreçte ODTÜ’de ders verdiği için ve sınav dönemi; başka bir arkadaşının Eskişehir’e gitmesini önermiş. İlk ekip Eskişehir’de çalışmaya başlıyor. 15 gün sonra babama 'sen de git' diyorlar, onun da sınavları bitmiş oluyor, 15 gün gecikmeli olarak Eskişehir’deki ekibe katılıyor.
"SON ANA KADAR ARABANIN İSMİ BELLİ DEĞİŞMİŞ"
Babam Eskişehir’e gittiğinde, ilk giden ekibin yabancı ülkelerin ürettiği araçları incelediklerini görmüş. Müthiş kısıtlı bir süre verilmiş bu aracı bitirmek için. Plan 29 Ekim’de bu arabaları hipodromda yürütmek. Ve bu insanlar bir araya gelerek bunu yapmaya çalışıyorlar. 'Bu 4 aylık sürede nasıl bu arabaları yapabiliriz' derken, yöntem olarak makete uygun negatif kalıplar oluşturmuşlar. Kalıplara beton dökerek, betonu pürüzsüz bir şekilde şekillendirmişler. Son ana kadar arabanın ismi belli değilmiş. 10 Ekim’de arabanın adının 'Devrim' olduğu bildirilmiş. Ve arabayı 29 Ekim'de yürütecekler. Babam öndeki amblemi, 'Devrim' yazısını son anda tasarlamış ve ondan sonra bu arabayı tamamlamışlar. Kendisi bize anlattığında her zaman Devrim arabasının başarılı bir proje olduğunu söylüyordu. Bir de o zamanlar Türkiye savaştan çıkmış, gelişmeye çalışıyor.
Eskişehir’de birlikte baktık, Devrim aracını yeniden inceledik. Babam hep 'Devlet Demiryolları bir okul gibiydi' der. Ben bir gün bile babamın ‘bugün işe gitmesem’ dediğini duymadım.
O zamanlar Devlet Demiryolları Türkiye’nin ilerici bir yapısıymış. Babam birçok yerde demir yolu hizmet binaları yapmış. Gittikleri yerlerde kalabilecekleri otel olmadığı için bu ekibe tahsis edilmiş bir tren vagonu varmış, orada kalıyorlarmış. Babam şimdiki ODTÜ’nün kuruluşunda da yer alarak, iki ayrı dönemde 16 yıl ders vererek, öğrenciler yetiştirmiş.
"OĞLUM OLURSA ADINI GÜNDÜZ KOYACAĞIM"
Dedem İstiklal Savaşı’nda çarpışırken, Bilecik yakınlarında, Gündüz Bey köyünde karşıdaki Yıldız Tepe'yi düşmandan geri almak için uzun süre çarpışmış. Bu sırada 'oğlum olursa adını Gündüz, kızım olursa adını Yıldız koyacağım' demiş. İlk babam doğmuş Gündüz, sonra halam doğmuş o da Yıldız` ifadelerini kullandı. Babasının vasiyetinin Türk bayrağına sarılmak olduğunu ve bu vasiyetini gerçekleştirdiklerini belirten Çakmak, `Kendisi işini, ülkesini seven, ilerici, devrimci, bilime inanan, vatansever bir insandı.
"YERLİ OTOMOBİL'İN FİKİR BABASI: NECMETTİN ERBAKAN"
1961 yılına ait Bakanlar Kurulu tutanaklarına göre, Türkiye'de yerli otomobil fikrinin ilk sahibinin merhum Başbakan Necmettin Erbakan olduğu kaydedilirken, fikri ilk dillendiren isim merhum Erbakan'ın, 3 ay sonra "Devrim" otomobili için ilk toplantının yapılmasına öncülük etmesi, bu konudaki vizyonunu ortaya koymuştur.
4 Mart 1961'de gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı, Türkiye'nin otomotiv tarihinde önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. "27 Mayıs Bakanlar Kurulu Tutanakları" isimli kitapta yer alan bilgilere göre, o dönem İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Öğretim Üyesi olan Doçent Doktor Necmettin Erbakan, toplantıya davet edilerek yerli otomobil projesi hakkında görüşleri alındı.
"BİRÇOK SANAYİ KOLLARINA İŞ İMKÂNLARI AÇILACAK"
Dönemin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Fahri Özdilek'in başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda otomobil ve otobüs gibi nakil vasıtalarının Türkiye'de yapılmasının mümkün olup olmadığı konuları ele alınırken, toplantıya davet edilen Erbakan, ülke sanayisinin gelişimi ve otomobil üretimi hususunda bir sunum gerçekleştirdi.
Sunumda, Türkiye'de motorlu vasıta imalatı ve otomobil imalatının üzerinde çalışılması gerektiğinin altını çizen Erbakan, devamında şunları ifade etti:
"Faydalarını şu noktada toplamak mümkün. Bir kere, memleketimizde döviz tasarrufu temin edilecek. Otomobil imalatıyla birçok sanayi kollarına iş imkanları açılacak. Halk nezdinde de sınai gücümüzün itibarı artacak ve milli güven yükselecek. Beynelmilel itibarımız da artacaktır. Türkiye'de imal edilecek otomobilden yakın şarka geniş miktarda ihracat da yapılacaktır."
"DEVLETİN İLK İŞ OLARAK 10-15 BİN LİRAYA PROTOTİP YAPMASINA İMKAN VAR"
1961 yılında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısında, Doçent Doktor Necmettin Erbakan, sadece bir fikir değil, aynı zamanda somut bir planla da yerli otomobil vizyonunu ortaya koydu. O dönemde dünyada sadece 20 ülkenin otomobil ürettiğini ve bu ülkelerin girişimlerini detaylandırarak, Türkiye'nin de bu alanda yer alabileceğini savundu.
Necmettin Erbakan'ın planı, Erbakan liderliğinde Konya'da kurulan Gümüş Motor Fabrikası'nın otomobil motorlarını seri halde üretmesi, traktör üretimi için kurulan Uzel Makas Fabrikası'nın makaslarını yapması ve elektrometal fabrikasının da çeşitli parçaları ile dişlilerini üretebilecek durumda olduğunu dile getiren Erbakan, şunları kaydetti:
Loading...
"Otomobilin tamamlanması için geriye bazı elektrik malzemesi ile kırılmaz camları vesair teferruat kalmaktadır. İlk senelerde otomobil imalatında kullanılacak malzemenin yarısını Tük malı olarak temin etmek mümkün. Otomobil için yeni bir yatırım yapılmasına da lüzum yok. Bu hususta lüzumlu fabrikalar zaten mevcut. Biz bu işin sağlam bir yapıya istinat etmesi için devletin önderliğinde yapılmasını uygun görüyoruz. Devlet, bunun prototiplerini yapsın. Bundan sonra büyük şirketler de lüzumlu kalıpları ve imalat hakkında çeşitli fabrikalarla yapılmış anlaşmaları bir patent hakkı olarak devletten satın alsın. Hisse senetleri vatandaşlara dağıtılsın. Devletin ilk iş olarak 10-15 bin lirayla prototip yapmasına imkan var, bilahare seri imalata geçilir."
Erbakan, bu kapsamda hazırladığı planları Devlet Planlama Teşkilatına sunduğunu da aktarırken, motor, yedek parça ve dişli imalatlarına yönelik muhtelif fabrikalarda çekilmiş film gösterdi.
"ERBAKAN'IN DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI ADIMI"
Necmettin Erbakan yerli otomobil konusunda Devlet Planlama Teşkilatına başvurduklarını ve bu konudaki ihtisas sahibi isimleri kendilerine bildirdiklerini aktararak, konunun umumi menfaat noktasında ele alınmasını talep etti. Bakanlar Kuruluna başkanlık eden Özdilek de Erbakan’ın, gelen tüm soruların yanıtlarına yönelik çalışma yapmasını isterken, Ticaret Bakanı Mehmet Baydur da ithalatçı ve montajcılarla da bir araya gelerek, en isabetli ve rasyonal karara varacaklarını ifade etti.
"İLK TOPLANTI 3 AY SONRA ANKARA'DA YAPILDI"
Cemil Koçak editörlüğünde hazırlanan kitabın dipnotuna göre, Necmettin Erbakan’ın sunumundan sadece üç ay sonra 10 Haziran 1961 tarihinde Devrim otomobilini imalatı için Ankara’da ilk toplantı yapıldı.
27 Mayıs döneminde ordunun binek araba ihtiyacını karşılamak üzere, milli sanayinin ilk otomobil imalatı Eskişehir demir yolu fabrikasında gerçekleşti.
Bu atölyede, “Devrim” adı verilen milli sanayinin ilk otomobili üretildi. 29 Ekim 1961’de Devrim otomobilinden 4 adet imal edilirken, girişimin sonu gelmedi.