Dört büyük çokuluslu sigara üreticisinin Türkiye’nin tütün alım piyasasında yüzde 90’nın üzerinde bir pazar payına sahip olduğunu kaydeden CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal,  2008 yılında yaklaşık 194 bin olan tütün üreticisi varken, özelleştirmeyle birlikte bir yıl içinde 81 bine düştüğünü, bugün ise sadece 43 bin üretici kalmış durumda olduğunu söyledi.

Yerli üretimin yerini ithal tütün aldığını ifade eden Milletvekili Sarıbal, "Bugün üreticiler, şirketlerden aldıkları avanslarla üretime devam eder hale geldi. 2024 yılında üretim maliyeti 263 TL olmasına rağmen, şirketler en kaliteli tütün için dahi 180 TL fiyat dayatıyor. Bu, modern bir sömürüdür” dedi. Milletvekili Orhan Sarıbal’ın paylaştığı verilere göre Türkiye, 30 yıl önce dünya tütün üretiminde 5’inci sıradayken bugün 12’nci sıraya geriledi: “2002 yılında 406 bin üreticiden tütün alımı yapılmışken, 2024 yılında 43 bin üreticiden alım yapıldı. Alım yapılan tütün miktarı 2002 yılında 160 bin ton olurken, 2024 yılında 74 bin tona düştü. Tütün ihracatı 2003 yılında 112 bin tondu, 2023 yılında 49 bin tona geriledi. Buna karşılık tütün ithalatı 2003 yılında 70 bin tondu, 2013 yılında 109 bin tona yükseldi. Türkiye tütünde net ithalatçı haline geldi. 2023 yılında 265 milyon dolarlık tütün ihracatına karşılık, 610 milyon dolarlık ithalat yapıldı. 2003 yılında Türkiye’de üretilen sigaralarda 63 bin ithal tütün kullanılmış olmasına rağmen 2023 yılında kullanılan ithal tütün miktarı 95 bin tona yükselmiştir. Yerli tütün kendi ülkesinde sürgüne gönderildi. 2023 yılı itibariyle Türkiye’de üretilen sigaralarda kullanılan tütünün yüzde 83’ü yabancı kökenli, yüzde 17’si ise yerli tütünlerden oluşmaktadır” diye konuştu.

Muğla’nın turizm yoğunluğu sağlıkta da dikkate alınmalı! Muğla’nın turizm yoğunluğu sağlıkta da dikkate alınmalı!

TÜTÜN ÜRETİMİNİ DESTEKLEYİCİ POLİTİKALAR GELİŞTİRİLMELİ

Milletvekili Sarıbal, tütün üreticisinin desteklenmesi gerektiğini belirterek, “Şirketler avans ödemelerini geciktirmemeli. Tütün, kıraç ve eğimli arazilerde üretilebilen alternatifsiz bir ürün olduğu için desteklenmeli. Sözleşmeler, bireysel üreticilerle değil üretici örgütleri aracılığıyla yapılmalı. Kamu adına üretim, pazarlama ve denetimi yapacak yeni bir TEKEL benzeri kurum kurulmalı” dedi.

Türkiye’de ekonomi yönetiminin uyguladığı politikaların sermayeye servet, halka ise sefalet getirdiğini dile getiren Milletvekili Sarıbal, "Dünyanın 7’nci, Avrupa’nın 1’inci büyük tarım üreticisi olduğumuzu söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Türkiye ile dünya arasındaki gıda enflasyonu makasının 30 puanı aştığından haberi mi yok? Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün verilerine göre, küresel gıda fiyatları geçen yıl yüzde 6,8 oranında artarken, Türkiye’de bu oran TÜİK verilerine göre bile yüzde 37,1 oldu. Tarım sektörünün banka borçları sadece şubat ayında 46,2 milyar lira artarak 935,9 milyar liraya ulaştı. Yılın ilk iki ayında toplam 67,3 milyar liralık artış yaşanırken, geri ödenemediği için takibe alınan krediler de ciddi şekilde yükseldi. Halkın temel besin kaynağı olan ekmekte zamlar ardı ardına geliyor. Sadece geçtiğimiz yıl ekmek fiyatları yüzde 50 arttı. Son olarak üretimde kullanılan doğalgaza yüzde 21,59 oranında zam yapıldı. Yeni ekmek zammı kapıda. Halk, kuru ekmeğe muhtaç diyorduk; yakında yalnızca kokusunu alabilecek” diye konuştu.

Kaynak: igf