Çiftçilik ya da sanatkar yönleri iyi bilinir. Ekmeklerini adeta taştan çıkaran bu insanlara kendi öz topraklarında Ara’KAN'da rahat vermiyorlar.
Geçmişte Suudi Arabistan'a göç etmiş ve orada hayatlarını zor imkânlarla idame eden bu insanların anlattıklarının bir kısmını sizlere aktarayım sevgili dostlar.
Ülke içinde veya bir köyden diğer bir köye gitmeleri bile izne tabi.
Havadan ve sudan sebeplerle bahaneler bulunup Müslümanlar katlediliyor.
Müslüman köyleri yakılıyor.
Camiler ateşe veriliyor.
Her türlü şiddete maruz kalan bu insanlara karşı artık şiddet ötesine geçti Budist çeteleri…
Ülkeden gitmeleri için işkence boyutunu aşıp kadınlara tecavüz etmeye aşladılar… Erkek, kadın, yaşlı çocuk demeden herkesi öldürüyorlar. Evler yakılıyor.
O evler ki sadece ahşaptan… Çünkü beton ev yapmak yasak Müslümanlar tek başına ticaret yapmalarına izin vermiyorlar. Ancak bir Budist ile ortak açabiliyor.
Devletin imkânlarından yararlanamıyorlar.
Devlet dairesinde işe giremezler. Devletin sağlık imkânlarından dahi yararlandırılmıyorlar.
Üniversite okuma şansları verilmiyor.
Kısacası orada olan Müslümanlara yaşama şansı yok.
Yine de bu çeteler Arakan Müslümanlarının varlıklarından rahatsızlar. Tek suçları ise Müslüman olmak…
Bangladeş'e kaçabilenler de çok insani şartlarda yaşamıyorlar zaten.
Şuan her türlü yardıma muhtaçlar. Herkesin elinden geldiğinden fazlasını yapması lazım…
Ama asıl mesele yapılan soykırımı ve vahşeti uluslararası arenaya taşıyıp bu insanların güvenliğinden ve sosyal imkan ve hakları dahil verilmesi ve doğdukları memleketlerine dönmelerini sağlamak.
Türkiye, “Kapılarınızı açın, ne kadar masrafınız varsa biz karşılayacağız” dedi. Kendine yakışanı gösterdi. Çok onurlu ve sorumlu bir çağrıydı.
Peki gerekli şartlar sağlanana kadar Burma Müslümanları Türkiye’de misafir edebilir miyiz?
Türkiye ile Myanmar arası 10.543 km evet uzak bir mesafe yani araçla yaklaşık 6 günlük bir yolculuk demek.
Uçakla ise yaklaşık 8 saat.
Kanaatimce bu mümkün. Nasıl olsa 3 milyon insanı misafir ediyoruz. Ha 3 milyon ha 3.5 milyon.
Arakanda yapılan soykırım karşısında dünya seyrediyor.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Amerika sessiz ve sedasız…
Görmemezlikten geliyor, bana ne diyorlar.
Çünkü ölenler Müslüman'sa onlara göre çok sorun değil. Türkiye’den başka yüksek perdeden sesi çıkan yok. İslam ülkelerin liderlerinden ise neredeyse hiç tepki ve ses çıkmıyor. En acısı belki de bu…
Dünyada Müslümanlara zülüm yapılınca Müslüman ülke liderlerin çoğunun sesi çıkmıyor ne hikmetse.
Daha sonra da kendi başlarına bir musibet gelince anlıyorlar ama artık çok geç oluyor maalesef…
Peki Osmanlı Devleti ya da Osmanlı Devleti ve adaleti olan bir güç olsaydı sonuç böyle olur muydu?
İslam İşbirliği Teşkilatı'nda olan ülke liderleri ellerini acaba ne kadar taşın altına koyacaklar.
Akan kana ne kadar dur diyebilecekler.
İslam ülkeleri maalesef bir masanın etrafında toplanıp uygulanacak kararlar alamıyor.
Hâlbuki Türkiye bu konuda her türlü yardım yapmaya hazır.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda liderlik ve öncülük yapmayı kendisi teklif etti.
Ülkemizin yapmış olduğu çağrı üzerine 80 bine yakın insan Bangladeş’e alındı. Demek ki birlik ve beraberlik olursa daha neler olur…
Arakan ve diğer yerlerde yapılan zulüm ve soykırımlarından ders almalıyız…
Birleşmiş Milletler'den (BM) Arakan açıklaması:"Myanmar'daki durum nedeniyle kaygılıyız. Tüm şiddet olaylarını kınıyoruz. Tüm taraflara tansiyonu düşürme çağrısı yapıyoruz." Başka ne bekliyorduk ki.
BM’den gerçek bir çözüm beklemek zaten hayal olurdu…
Umuyor ve diliyoruz ki… Bu zulüm bir an önce durur ve insanlar insanca haklarına kavuşup ülkelerine döner.