Konuyla ilgili açıklama yapan Atatürkçü Düşünce Derneği İnegöl Şube Başkanı Tevhiddin Ayar şunları söyledi. Ülkemiz de, 1 Mayıs kutlamalarında büyük acılar yaşanmış, bedeller ödenmiş, 1977 Taksim Katliamı hala unutulamamıştır. Mücadeleler sonucunda 27 Nisan 2009 tarihinden itibaren de 1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır.
1 Mayıs “Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü”dür.
1 Mayıs’lar, emekçilerin temel sorunlarının dile getirildiği dostluk, kardeşlik ve barış günüdür.
1 Mayıs’lar da emeğin kutsal bir değer olduğunun vurgulandığı, insanlığın aydınlık yarınları için, gelişmiş ve kalkınmış bir toplum olmak için, birlikte üretip hakça paylaşmak için, üretenlerinde yönetimde söz ve karar sahibi olmaları için, seçimsel değil, katılımcı demokrasi için mücadele ederler.
1 Mayıs’lar da, işçilerimiz alanlarda yaşamlarını karartan ekonomik krizden işsizlik tehdidine, açlık sınırında ki ücretlerden sendikasızlaştırmaya, siyasi baskılardan güvensiz ve güvencesiz çalışma koşullarına kadar sayısız sorunlarını dillendirerek, mücadelelerini sürdürürler.
1 Mayıs’lar da, İnsanların eşit olduğunu savunan, sosyal yaşama katılmak ve erkek şiddetinden uzak yaşamak isteyen kadınlar, parasız, laik, bilimsel eğitim görmek, özerk üniversitelerde okumak isteyen öğrenciler, Atatürk’ün “Milletin Efendisidir” dediği köylüler, yaşamlarını halka hizmetle tüketmiş emekliler de kendi istek ve taleplerini dile getirirler.
1 Mayıs’lar da, memur sendikalarında örgütlenmiş Kamu Çalışanları da, Devlet Memurları güvencelerini kaybetmemek, grevli ve toplu sözleşmeli Sendikal haklarını almak için alanlarda emekçilerle birlikte istek ve taleplerini dile getirirler.
Ülkemizde ki sağ iktidarlar, 40 yıldır kapıldıkları Neo-liberal Rüzgar’lar la, Atatürk Cumhuriyeti’nin fabrikalarını, üretim tesislerini haraç mezat satıp, insanlarımızı; üretimsizliğe, işsizliğe ve Serbest Piyasa adı verilen Emperyal Soygun Düzeni’ne mahkum ettiler. Gençlerimizi, geleceklerini yurt dışında arama çaresizliği ile baş başa bırakıldılar.
Küresel sermayenin saldırganlığı karşısında, sömürülen ülkelerin emekçileri emperyalizme direnmeleri ve ulusal bir duruşa sahip olmaları gerekir.
Küreselleşen sermaye, kendisine en büyük engel olarak gördüğü Ulus Devletleri parçalamak, teslim almak, dönüştürmek için insanlığın en yüce değerleri olan “Barış, Demokrasi, İnsan Hak ve Özgürlükleri”ni kullanıyorlar. BOP ile Ortadoğu’yu yeniden biçimlendirmek için ateşe vermişlerdir.
Ülkemizde de işbirlikçiler, Atatürk’ün yeminli düşmanları, bölücüler, gericiler Kemalist devletin yerine “Yeni Osmanlıcılık, Ilımlı İslam” adı altında Yeni Sevr koşullarını dayatmak istemektedirler. Atatürk’e saldırmayı, Aydınlanma Devrimlerine karşı çıkmayı, Ulus Devletin altını oymayı kendilerine görev edinmişlerdir.
100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde olduğu gibi kendilerini dünyanın efendisi sanan, alınlarında ölüm damgasıyla dolaşan, ümidin düşmanı emperyalistler ve uşakları, unutmasınlar ki;
Bu ülkenin işçileri ve emekçileri, emperyalistlerin işbirlikçileriyle hiçbir işi olmaz. Bütün gücüyle onların yalanlarını ve oyunlarını açığa çıkarırlar.
Emperyalistlere karşı verilen İstiklal savaşının ve Aydınlanma Devrimlerinin yılmaz savunucularıdır. Atatürk’ün yarım bırakılan, özünden saptırılan devrimlerini tamamlamayı görev edinirler.
Gerçek anlamda barışa, demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine giden yolu açarlar.
Atatürkçü Düşünce Derneği İnegöl Şubesi Yönetim Kurulu olarak diyoruz ki; “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti”nde, “Mustafa Kemal Gibi Düşün”dükçe, çalıştıkça Dağlarına bahar gelecek memleketimizin.Yaşasın Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun.