Cuma hutbesinin konusuna dair araştırmalar hız kazandı. Cuma hutbeleri, her hafta Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen bir konu çerçevesinde camilerde cemaate okunuyor. 11 Nisan Cuma hutbesi konusu Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesi üzerinden yayınlandı. Her cuma günü camilerde okunan hutbelerde İslam'ın temel değerleri, ahlaki sorumluluklar ve toplumsal birlik mesajları veriliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 11 Nisan Cuma hutbesinin temasını "Ümmet Olmak Birlik Olmaktır" olarak belirledi. Bu haftaki Cuma hutbesi toplumun gündemine dair önemli mesajlar ile birlikte birlik olmanın önemine vurgu yapılıyor.
11 NİSAN CUMA HUTBESİ KONUSU NE?
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 11 Nisan 2025 Cuma hutbesinin konusu "Ümmet Olmak Birlik Olmaktır" olarak belirlendi. Hutbede topluma dair önemli mesajlar, ahlaki sorumluluklar ve toplumsal birlik mesajlarına yer verildi.
CUMA HUTBESİ KONUSU
Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinde yer alan 11 Nisan Cuma hutbesinin konusu Ümmet Olmak Birlik Olmaktır olarak belirlendi. Camilerde bugün birlik olmanın önemi cemaate okunacak.
CUMA HUTBESİ TAM METNİ 11 NİSAN
‘‘ÜMMET OLMAK BİRLİK OLMAKTIR’’
Muhterem Müslümanlar!
Dün olduğu gibi bugün de zalimler, ümmet-i Muhammed'i bölüp parçalama, İslam beldelerini işgal etme emellerinden vazgeçmiş değillerdir. Ümmetin birlik ve beraberliğini bozmak, onları birbirine düşürmek, dahası Müslümanı Müslümana kırdırmak için her yolu denemektedirler.
Hiçbir hak ve hukuk tanımayan bu caniler, dünyanın gözü önünde; Gazze'de küçük büyük, kadın erkek demeden insanları öz vatanlarında diri diri yakmakta, büyük bir soykırım gerçekleştirmektedir. Her geçen gün yüzlerce masum insan, ya bombalar altında can vermekte ya da açlıktan ölmektedir.
Çocukların çığlıkları gök kubbeyi titretmekte; annelerin feryatları arş-ı âlâyı inletmekte; babaların çaresizliği insaf ve vicdan sahibi herkesin yüreğini dağlamaktadır. Yaşanan bu acıların temel sebebi; zalimlerin güçlü olmaları değil, Müslümanların dağınık, parçalanmış, tepkisiz ve duyarsız olmalarıdır. Birlikte rahmetin, ayrılıkta azabın olduğunu unutmalarıdır.
Aziz Müminler!
Peygamber Efendimizin'in buyurduğu üzere bugün, biz Müslümanlar, sayıca çok olmamıza rağmen ne hazindir ki, selin önündeki çer çöp gibi savruluyoruz. Vahşi canavarların avlarına saldırdığı gibi düşmanlarımız, İslam beldelerine saldırıyorlar. Aşırı dünya sevgisi ve ölüm korkusu, heybet ve azametimizi düşmanlarımızın kalbinden söküp atıyor.[1]
Yüce Rabbimizin,
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعاً وَلَا تَفَرَّقُواۖ"Topyekûn Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın…"[2] emrine rağmen; bizler, dünyevi menfaatler ve şahsi ihtiraslar uğruna gün geçtikçe birbirimizden uzaklaşıyoruz. Bu durum ise; zalimlerin zulümlerini arttırmalarına sebep oluyor.
Değerli Müminler!
Yeryüzünde barışın yeniden hâkim olması, ancak ümmet-i Muhammed'in kardeşlik temelinde bir araya gelmesi, birlik ve beraberlik içeresinde hareket etmesiyle mümkündür.
وَالَّذ۪ينَ اِذَٓا اَصَابَهُمُ الْبَغْيُ هُمْ يَنْتَصِرُونَ "Onlara haksız bir saldırı yapıldığında elbirliğiyle kendilerini savunurlar."[3] ayetine icabet ederek, birbirimizin yardımına koşmamızla mümkündür. "…Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize kin beslemeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olun!"[4] hadisi gereğince; bir binanın tuğlaları gibi birbirimize kenetlenmemizle, bir bedenin azaları gibi birbirimizin acılarını paylaşmamızla mümkündür.
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ "Müminler ancak kardeştirler."[5] ayetinin gereği olarak; dili, rengi, ırkı, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun müminler olarak, kardeşlik ruhuyla hareket etmemizle mümkündür.
اِنَّ هٰذِه۪ٓ اُمَّتُكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةًۘ وَاَنَا۬ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ "Doğrusu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse bana ibadet edin."[6] ayeti mucibince; Rab olarak Allah'ı, din olarak İslâm'ı ve peygamber olarak Muhammed Mustafa'yı kabul eden herkesi, İslam ailesinin bir parçası olarak görmemizle mümkündür. "Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz ve Allah'a inanırsınız…"[7] ayeti gereği; iyiliği emretmemiz, kötülüğe engel olmamızla mümkündür.